2 Mayıs 2009 Cumartesi

BU GÜN


BİZDEN BAŞKASI YAPAR MI?

Biz, hiç uğruna cinayet işleriz. Biz, en yakınımızı anında arkasından hançerleriz. Doymayız her türlü ihaneti bilir ve uygularız. Ateşe verir yakarız. Karşısına geçer dumanını seyrederiz. Sıkışınca da, dışarıdan aramıza nifak sokuyorlar diyip suçu başkalarına atarız.
Deyişmeyiz... Deyişemeyeceğiz. Biz buyuz, sermayemiz bu. İnsanda yakarız. Kendimizin ipini de çekeriz. Genlerimizde var. Önce kavga eder sonra konuşma yollarını deneriz.
37 CAN YAKTIK AMA AKLIMIZ BAŞIMIZA GELMEDİ.
Oysa o canlar bu ülkenin en güzel renkleri değil miydi?
............... ......... ..............

CANIM TÜRKİYEM
Padişah sofralarında yok yoktur. Halk üretir onlar sofralarında midelerine indirirler. Diyeceksiniz ki bu asırlar önce idi. Gerçekten mi? Yoklar mı? Bu gün ki padişahlar daha çok. Eskiden her ülkede bir tane vardı. Yedikçe semirirdiler. Boy bir altmışsa ende bir okadar olurdu. Şimdikilerin ebatları onlar gibi ama bir fark var, bunlar sürüyle.
Yedikleri yetmezmiş gibi birde boy boy dizileri var. Kuru ekmeye talim eden vatandaşın evine her akşam eziyet olsun özensin,  garip yollara sapsın diye basit ucuz dizilerle giriyorlar hayatlarına. Sonra, sonrası daha vahim. Olan çocuklara oluyor. Herbiri bir diziyıldızı oluyor. Bilmiyorlar ki zenginin sofrasındaki mezelere uzanamayacak. Meze olacak sadece o masalara....
...................................


.ENGELLEMEYELİM!
Dün gece Kanal D de yayınlanan Beyaz Şovu izlemek zevkliğdi. Ancak günümüz koşullarında İlköğretim Kurumlarında eğitim gören engelli çocuklarımız (diğer bir değimle kaynaştırmaya tabi öğrenciler). Devlet kurumlarına ait ilköğretim kurumlarında ortalama 35-40 mevcutlu sınıflarda yok olup gidiyorlar. Hem derse giren öğretmenin bu gruba ait öğrenciler ile ilgili eğitim almamış olması, başka meslek gruplarına ait eğitim almış olmaları nedeniyle, bu gruba ait öğrencilere yardım edemiyorlar. İlk önce Milli Eğitim Bakanlığı acilen gerekli düzenlemeleri yapmalı ve bu çocukların kapsamlı eğitim alacakları eğitim kurumları açılmalı. Yoksa bu çocuklar birer simsar haline gelen özel eğitim kurumlarının para kazanma hırsı yüzğnden heba olup gidecekler.
.....................................


BAŞKA VAR MI?
Doğuştan bu, kanımızda var. Atalarımız ne demiş; at-avrat-silah. Atı gömdük avrat(bayanlardan özür diliyorum) bizim için evde çilesini tamamlayan varlık. Ya silah! Her şey, elimizden düşürmediğimiz yalancı gücümüz...
Mardin'deki katliyamı anlamak mümkün değil, ancak küçük bir anlaşmazlıkta bile daha önce hiç tanımadığımız kişileri boğazlayabiliyoruz. Yürürken yalnışlıkla bile dokunsalar çok çirkin sözler sarf edebiliyoruz. Daha da ileri gidip çekip vurabiliyoruz.
Sivas Madımak otelinde olduğu gibi milyolların gözü önünde yakıyoruz...
Bizi yönetenler daha sonra hoş görü mitinkleri atabiliyorlar. Ama eleştiri olunca hemen saldırıya geçebliyorlar.
Şimdi  bu vahşet, ama ne bekliyoruz? Çok mu medeniyiz ki bunları yadırgadık. Kaç ay geçti töre diyip gencecik kızları kardeşlerine öldürtmedik mi?
Ne kadar medeni olsakta biz içimizdeki canavarı yok etmeden bu olaylar ne ilk olacak nede son olacak.
İlk önce toplumca uzlaşacağız. İnsani değerlerimizi hatırlayacağız ve uygulatacağız yoksa bunlar son olmayacak.
..... ...... .....
DEĞİŞMEDİK
Bu gün 1 Mayıs.
Emekçinin sesini duyuracağı, yapılan haksızlıkları haykıracağı gün. Peki kimler duydu sesini, kimler duydu haykırışını. Televizyonlarda vahşet görüntüleri. Sonra! Sonrası yok. Koca bir boşluk. Oysa yıllar sonra elde edilmiş bir rövanş vardı. Taksimdeydiler. Gidenleri andılar.
Kaç kişi gördü bilinmez. Televizyonlarda bayatlamış kadın programları. Oysa emekçiler taksimde HAYKIRIYORLAR burdayız.
Ne kadar duyarsızız, ne kadar görmezden gelen bir toplum olduk. Çok yazık hemde çok yazık.